16.4.11

Maroon 5 Live In Istanbul!

geçen hafta,'Bu Hafta En Çok'a Maroon 5'a gidemeyeceğimi yazmıştım.hatta Maroon 5'ın yeni klibi 'Runaway'i yayınlarken küfür etmemek için kendimi zor tutmuştum :P
ama bilin bakalım n'oldu..çok sevgili babacığım konsere tam 24 saat kala insafa geldi ve derslerinde başarıdan başarıya koşan(hahaha) kızını Maroon 5 konserine götürmek üzere İstanbul'a 2 tane uçak bileti aldı :)

ve Cuma günü(yani dün) saat 17:05'te İstanbul uçağına bindik.şehir üzerinde,hava trafiği yüzünden(İstanbul'da havada bile trafik var!) yaptığımız gereksiz turlar sonucu 18:40 gibi ancak alana inebildik.ben 'kesin yetişirim' rahatlığındayken,Havaş otobüsüyle Taksim'e doğru yol almaya başladık.ve haydaaaaaaaaaaaaaa..akşam trafiğin nacizane sevimliliğiyle(!) bize 'hoşgeldin' deyiverdi.saat 20:00 sularında İnönü Stadı'ndan tezahüratlar eşliğinde geçtik,konserin başlamasına 1 saat olması bende acayip bi gerginlik başlamasına sebep oldu tabi.gıdım gıdım ilerleyerek Dolmabahçe'yi,Çırağan'ı geçtik.Ortaköy'ü de atlattık ve tataaaam,saat 20:50 civarında Kuruçeşme Arena'yla selamlaştık.

biletimi arkadaşımdan aldıktan sonra bi diğer arkadaşımla konser alanında buluşmaya çalışırken midemde kelebekler cirit atmaktaydı(bu yazıyı yazarken bile aynı heyecan devam ediyor :P).
saat 21:15'te Maroon 5,sahnede belirdi ve anında kızların çığlıkları Boğaz'ın öteki yakasına erişti :P
(kızlar demişken babamla aramızda geçen bi diyaloğu paylaşmadan edemiycem;çıkışta ortalıkta dolaşan kalabalık kız popülasyonunu gören babam;'konserin %70'i kızdı herhalde' dedi ben de ona 'grubun %100'ü yakışıklı olunca..' diye cevap verdim,baya güldük :D)

'Misery'yle açılışı yapan çok sevgili Maroon 5'ım,-söylentilere göre- 18.000 kişiye güzel bir gecenin başlangıcının sinyallerini vermiş oldu.ardından -sırasız şekilde-;
Shiver,
Harder To Breathe,
The Sun,
Secret,
This Love,
Never Gonna Leave This Bed,
If I Never See Your Face Again,
Misery,
Give A Little More,
Stutter,
She Will Be Loved,
Wake Up Call,
Makes Me Wonder,
If I Ain't Got You,
Sunday Morning'i çaldılar.playlist'te ilk albümleri 'Songs About Jane'den şarkılar ağırlıktaydı.gönül isterdi ki;
Little Of Your Time,
Won't Go Home Without You,
Get Back In My Life,
Can't Lie,
No Curtain Call'u da çalsınlar..ancak 1,5 saatlik bizi tatmin etmeyen konser süresine ancak bu kadar şarkı sığmış olsa gerek.(bu arada,konsere gidemiyorum diye sümüklerimi sarkıttığım anlardan birinde mp3'ümde aniden beliren 'If I Ain't Got You'yu çalmalarına müthiş sevindim.ama bulunduğumuz yerde şarkı için tek çığlık atan ben olduğumdan birazcık(çok küçüüük) utandım :) harikaydı.)

grup üyeleri bi ara alan dışında satılan ışıklı taçları kafalarına geçirdi ve sempatikliklerine sempatiklik kattılar.tatlarından da yenmediler,oh.

herkesin değindiği '15 yaş ortalama'lı konser kitlesini ben de eleştiricem azıcık(17 yaşında olsam da :P)..zira her hallerinden kolej bebesi oldukları belli olan yayvan ağızlı kızlarımızın konsere tek geliş amaçlarının yakışıklı Adam'ı görmek olduğu barizdi.bu da yavan bi konser kitlesi oluşmasına sebep oldu(ben-ce).ama allahtan bizim bulunduğumuz bölgede herkes şarkılara eşlik ediyordu.üstelik birbirimizi ilk defa görmemize rağmen etraftaki herkesle aramızda alakasız bi samimiyet oluştu :)(bu arada,konserde İstanbul'da yaşayan birkaç arkadaşımı da ilk defa görmüş oldum,hepsini öpüyorum burdan(K) )
beklenen oldu ve en çok eşlik edilen şarkılar sıralamasında 'She Will Be Loved' ve 'This Love' açık ara farkla öne geçti.'She Will Be Loved'da alınan güzel reaksiyonu fark eden Adam,şarkıyı beraber söylemeyi teklif etti ve alanı iki parçaya bölüp şarkıyı söyletmeye çalıştı ama tam olarak ne yapmak istediğini anlayamadığımızdan,bu denemeyi fiyaskoyla sonlandırdık.(sırf bu yüzden İstanbul konserini pek sevmeyeceklerini düşünmüştüm ki,Adam Levine'in Twitter'da gece hakkında yaptığı yorum beni sevindirdi.)

konser 22:44 sularında sona erdi.biz 'n'oluyo lan,bitti mi?!' derken Maroon 5,çoktan sahneyi terk etmişti bile.tabi konser biter bitmez kulisin çıkış tarafında kalabalık bi kız grubu toplandı.biz de 'belki görürüz ulan Adam'ı' mantalitesiyle takıldık kızların peşine;'I love you Adaaaaam' sloganları atmaya..(2.bir İnönü vakası yaşanmadı değil yani :D) bütün çabalarımıza rağmen,güvenlik tarafından kışkışlanmamızla Adam'ı göremeden bulunduğumuz yeri terk etmek zorunda kaldık.

çıkışta konser hatırası babında 35 TL'ye tişört satılıyordu.bi tişört için birbirini parçalayan insanlardan fırsat bulup ben de bi tane edindim(beyaz olanı almayı çok isterdim ama ben stand'a yetişene kadar tükeniverdi) ve gece bu şekilde sona erdi.(P.S:amma sırıtmışım ha,nası bi mutluluksa artık hfdsgd)

Kuruçeşme Arena'nın önü,caddeyi bile fütursuzca işgal eden bi kalabalıkla doldu.Ortaköy'e kadar bu büyük kalabalıkla güle oynaya ilerledik.güzel başlayan gece,güzel bitti.

sabah 6:40 uçağına kadar havaalanında yattık.bu da enteresan bi deneyim oldu :P saat 8'de de istemeye istemeye eve dönmüş oldum.

P.S:gece boyunca çektiğim fotoğrafların tümü 'ışık hüzmeleri'nden ibaret olduğu için kendi çekimlerimden çok başkalarının çekimlerini koyacağım.neyse ki birkaç güzel video var bana kalan.
P.S2:ayrıca bi tane bile güzel fotoğrafımın olmaması büyük yıkım oldu yani..
P.S3:okurken sıkılmayın diye rengarenk yaptım yazıyı,oldu mu ki?

bu da sahneden biz.Adam'cığım çekmiş ehe.

Hiç yorum yok: